Ingiltere Kralicesine dev bir inci hediye edilmis.
Kralice taca takilmayacak kadar buyuk bu incinin delinerek, tahtin arkasina asilmasini istemis.
Ancak Ingiltere'de ki butun kuyumcular "Kusura bakmayin, dunyada tek olan bu inciyi delerken
kirip sebebi olmak istemeyiz." gerekcesi ile inciyi kirmaya yanasmamislar.
İnci Fransa basta olmak uzere pek cok ulkenin kuyumcularina goturulmus ama hepsi de ayni
gerekceyi ileri surup inciyi delmeye yanasmiyorlarmis.
Neden sonra bir deniz subayi İstanbul'da kapalicarsida bu isi yapabilecek nitelikte ustalarin
olduğunu soylemis.
Bir heyet hazirlanmis doğruca Sultanin yanina. Sultan bir tercuman vermis heyetin yanina ve
Kapalicarsi'ya gondermis. Tercuman, carsida kohne bir dukkana sokmus heyeti.
İceride ak sacli ustaya durum anlatilmis.
Ne careki usta diğer meslektaslarinin soylediğinin aynisini soyleyince..
Heyet hep birlikte sizlanmaya baslanmis."Kralice bizi mahvedecek." diye.
Usta heyetin caresizliğine acimis."Bakin efendiler, demis.
Sorumluluk kabul etmem ama bende bir cirak var, belki bu isi o yapabilir. Ama diyorum ya
sorumluluk kabul etmem."
Heyettekiler caresiz,"olur" demis. Usta seslenmis:
- Oğlum Veli, hele bir bak hele...
Arka taraftaki perde aralanmis. Elinde bir matkapla 12-13 yasinda bir cocuk cikmis.
Usta:
- Oğlum, demis, hele su inciyi bir del.
Bu sozu duyan Veli hic dusunmeden elindeki matkabi inciye daldirmis. Inci tam ortasindan delinmis.
Heyet sevinc icinde ustaya donmusler:
- Ya usta bu nasil is, dunyanin en unlu kuyumcularini yapamadiği bu isi bu cocuk nasil yapar?
Usta bir heyete bakmis, bir de Veli'ye ve soruyu cevaplamis:
- O haddini bilmez.
Hazirlayan: M. BALCI
|